Hisse senetlerine alternatif olarak tahviller revaçta

Hisse senetlerine alternatif olarak tahviller revaçta - Büyük merkez bankalarının yüksek enflasyonu dizginlemek için faizleri artırması nedeniyle hisse senetlerinin alternatifsiz olma durumu sona erdi. Tahviller, hisse senetlerine alternatif olmaya başladı.

Hisse senetlerine alternatif olarak tahviller revaçta

  Dünya genelinde merkez bankalarının aşırı düşük ürem oranlarını birden bir biçimde yükseltmeye başlamasıyla finansal piyasalarda meydana gelen misli satış baskısı sonrasında fon yöneticileri hisse senetlerini alternatifsiz olarak görmekten vazgeçti.   2008 finansal krizinden sonra hükümetlerin uyguladığı aşırı gevşek nakit politikasının devlet tahvili gibi sabit getirili varlıkların faizlerini fazlasıyla düşürüp, hisse senetlerini cazip hale getirmesi nedeniyle piyasalarda hisse yatırımları için “Başka Alternatif Yok” (TINA) kısaltması kullanılmaktaydı.TINA, İngiltere’nin Muhafazakâr Partili Başbakanı Margaret Thatcher’ın 1980’de “piyasa ekonomisi” dışında öbür bir seçeneğin olmadığını belirtmek için yaptığı bir konuşmayla özdeşleşmişti.   MAKUL BİR ALTERNATİF VAR   Ancak, küresel koronavirüs salgını sonrasında aka merkez bankalarının yüksek enflasyonu dizginlemek için faizleri artırması nedeniyle hisse senetlerinin alternatifsiz olma durumu sona erdi ve trilyonlarca dolarlık yatırım için farklı varlık arayışı başladı.ABD’li aka yatırım idare şirketi PIMCO’nun bilişim kurulu başkanı Andrew Balls, “Artık makul bir alternatif, yani TARA var” dedi.First Eagle Investments’ın portföy müdürü Idanna Appio, geçmişte tahvil getirilerinin düşmesinden ötürü hisse senetlerinin fiyatları yükseldiği için TINA’nın pasif yatırımcılar için iyi olduğunu belirtti.Ancak 2022’de yüksek enflasyon ve ürem oranlarından ötürü hem hisse senetleri hem de tahviller darbe aldı.“Bu yıl, oynak makroekonomik ortam ve ürem oranlarıyla enflasyon konusundaki kafa karışıklığı nedeniyle dalgalı olacak” diyen Appio, sözlerini “Fakat hisse senetlerine geniş (çaplı), pasif yatırım kesinlikle kazandıran yaklaşım olmayacak” diye sürdürdü.   ENFLASYON TAHVİLLER İÇİN RİSK OLUŞTURMAYI SÜRDÜRÜYOR 2020’de başlayan koronavirüs salgınıyla beraber dünya genelinde merkez bankalarının ekonomiyi canlandırma hamleleri ve ürem indirimleri nedeniyle hisse senetleri revaçtaydı.2020’nin sonundan itibaren, 18.4 trilyon dolar büyüklüğündeki tahvilin getirisi negatifti.   Yani, vade sonuna kadar elinde tahvil tutan herkes nakit kaybedecek demekti. Ancak şu anda devlet tahvillerinin getirilerinin pozitife dönmesiyle, hisse senetlerinin üzerindeki baskı arttı.“Nicel gevşeme ve sıfır ürem oranları kesinlikle arkamızda kaldı” diye belirten fon idare şirketi GAM’ın küresel yatırım müdürü David Dowsett, devlet tahvili getirilerine atıfta bulunarak “Risksiz getiri, esasında size bir şey veriyor” dedi.   GEÇEN YIL GETİRİ 2 KATINA ÇIKTI ABD’nin 10 yıl vadeli Hazine tahvillerinin getirisi geçen yıl iki katından fazla artarak yaklaşık yüzde 3,6’ya çıktı. Bir yıl önce sıfırın biraz altında getirisi olan Almanya’nın Bund tahvilleri ise şu anda yüzde 2,28 getirili.   BofA’nın EPFR verilerinden yaptığı analize göre, ocak başına kadarki dönemde tahvillere üst üste altı haftalık net fon girişi oldu. Resesyon her ne kadar şirketlerin temettü ödemelerini durdurmalarına ya da azaltmalarına yol açabilse de, ödemelerinde örneğin olmayan şirketler ihraç ettikleri tahvillerinin kuponlarını ödemeye devam etmek zorunda.Tahviller, hisse senetlerine hâlâ alternatif olmaya devam etse de, sabit getirili varlıkların eski düşmanı enflasyon piyasayı tedirgin ediyor.   Geçen yıl ABD’de ve Avrupa’da enflasyonun son 40 yılın zirvesine çıkması sonrası merkez bankaları on yıllardır olan en misli ürem artışlarını yapmıştı.Son zamanlarda eder artışı baskısı hafiflemeye devam ederken, Perşembe günü ABD’nin Aralık ayı enflasyonu açıklanacak. ABD Aralık ayı enflasyonunun bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 olarak açıklanması bekleniyor.   Geçen Haziran’da ABD’nin enflasyon oranı yüzde 9,1’di.Bank of America, ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvil getirilerinin 2023 sonuna kadar yüzde 3,25’e gerileyeceğini tahmin ediyor.